Kabine’de 1 günlük milli yas ilan edildi
ASLIHAN ALTAY KARATAŞ/ANKARA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Kabine Toplantısı’na başkanlık etti. Yaklaşık 3 saat süren toplantının ardından konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
YENİ ANAYASA: Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası’yla ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Karşımızda bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor. Mevcut Anayasa’nın yeni Türkiye’yi taşıması mümkün değildir. Muhalif, muvafık farketmeksizin 85 milyon olarak yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum.
SİHA’DA İLK 3’TEYİZ: 2002’de yüzde 80 oranında dışa bağımlıyken bugün savunma ihtiyaçlarımızın neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşılıyoruz. TB2, Akıncı, Anka ve Aksungur silahlı insansız hava araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk 3 ülke arasındayız. İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA’ların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Akıncı, zorlu hava şartlarına rağmen bölgede 7,5 saat arama tarama faaliyeti yaparak, toplam 200 kilometrelik uçuş gerçekleştirdi. Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü.
ELİ HAVADA BIRAKMAYIZ: Üçüncü tarafların müdahalesine gerek duymadan komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan’la temaslarımızın artmasından memnunuz. Elbette birkaç görüşmeyle her sorunu çözecek değiliz. Ama ortak menfaat olduğu hususlarda uzlaşma zemini aramaktan da imtina etmeyeceğiz. Türkiye uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz.
AİLE POLİTİKASI: Aile, kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahede ediyoruz. 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51’e gerilemiştir. Sadece boşanma ve evlilikten uzaklaşma değil, küresel cinsiyetsizleştirme projeleri de aileyi tehdit ediyor. Eurovision yarışmasında bir kez daha şahit olduk. Özgürlük maskesi altında rol model olarak gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın truva atları olduğu açıktır. Türkiye’yi son 12 yıldır bu kepazelikten uzakta tutarak ne kadar isabetli bir karar verdiğimizi daha iyi kavrıyoruz.
İLK İCRAATLARI İÇKİ: Ülkemizde 31 Mart seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketiminin yaygınlaştırılması oluyor. Belediyelerin görevi kamusal alanda içkiyi özendirici işler yapmak, gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivallerine götürmek değil, insanları alkol belasından uzak tutmaya çalışmak olmalıdır.
SAMİMİ DESTEK: Cumhurbaşkanı Vekili Sayın Muhammed Muhbir ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim, taziyelerimizi ifade ettim. İran bizim sınır komşumuz, İran halkı da bizim kardeşimizdir. Ticaretten enerjiye, ulaştırmadan turizme, güvenlikten terörle mücadeleye geniş bir yelpazede çok boyutlu iş birliklerimiz var. İran’ın Filistin davasına verdiği güçlü desteği her zaman takdirle karşıladık. Bölgemizdeki sorunların çözümünde de Astana Sürecinden itibaren İran’la yakın diyalog içindeyiz. İran’a karşı uygulanan tek taraflı yaptırımlara katılmayarak komşuluk hukukumuzun gereğini yerine getirdik. İran Cumhurbaşkanı merhum Reisi’yi en son 24 Ocak’ta Ankara’da ağırlamış, imzaladığımız 10 yeni anlaşmayla ilişkilerimizi ileriye taşımıştık. Bugüne kadar en sıkıntılı zamanlarında Türkiye, İranlı kardeşlerine samimi destek vermiştir. Helikopter kazasından sonra İran makamlarıyla temasa geçerek, arama kurtarma çalışmalarına katkı vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Bundan sonra da aynı hissiyatla hareket edeceğiz. Kabine toplantımızda İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık.
6-8 Ekim hadisesi bir terör kalkışmasıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni’ne katıldı. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
1044 HAKİM VE SAVCI: Kura törenimizle 1044 hakim ve cumhuriyet savcımızı ülkemizin dört bir yanındaki görev yerlerine yolcu edeceğiz. İnşallah gittikleri yerlerde adalet sancağını yücelteceklerine inanıyorum. Kura töreniyle birlikte hakim, savcı sayımızı 25 bine yaklaştırmış oluyoruz.
SON FETÖ’CÜ HESAP VERENE KADAR: Anayasayı değiştirerek iktidarlarımız döneminde cumhuriyet tarihinde ilk defa darbeciler yargılandı. Darbe suçunun asla cezasız kalmayacağı böylece anlaşılmış oldu. Aynı durum 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ele başları için de geçerlidir. Milletin namuslarına emanet ettiği silahları o silahların asıl sahiplerine doğrultanlar, ihanetlerinin hesabını hukuk önünde verdiler. 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecekler. Son FETÖ’cü hain de yargıya hesap verene kadar enselerinde olacağız.
PROTESTO DEĞİL TERÖR KALKIŞMASI: 6-8 Ekim hadisesi asla bir protesto gösterisi değil, 37 insanımızın vahşice öldürüldüğü bir terör kalkışmasıdır. Suriye’deki gelişmeleri bahane eden bölücü örgüt unsurları doğrudan devletimizin bekasını hedef alan bir isyan girişiminde bulundular. Bu isyan girişiminde 37 insanımız, şehir eşkıyaları tarafından katledilmiştir. Ülkemizin 35 ili, 96 ilçesi ve 131 yerleşim biriminde sokaklar, dükkanlar, okullar ateşe verilmiş, masumların kanı akıtılmıştır. Olayları kışkırtanlar, yönlendirenler, azmettirenler, milletimize böyle bir acıyı yaşatanlar bellidir. Hukuk, elbette bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması, her şeyden önce hukuka ve demokrasiye hakarettir.
HADDİ AŞAN YORUMLAR: 6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Karar, kayıplarının acısıyla son 10 yıldır Kerbela’ya dönmüş yüreklere su serpmiş, adaletin tecellisine olan inancı yeniden güçlendirmiştir. İsyan girişiminden 10 yıl sonra geç de olsa hakkın yerini bulduğunu görüyor, bundan da mağdurlar ve demokrasimiz adına memnuniyet duyuyoruz. Sokakları kan gölüne çevirerek bu ülkede siyaset yapılmayacağını artık herkesin anlamasını ümit ediyoruz.